woman working

PageGroup'un 70.000 çalışanla yaptığı bir anket, iş-özel hayat dengesinin iş tatminini en çok etkileyen faktör olduğunu ve %70'in bu faktörü ve ruh sağlıklarını kariyer başarısına tercih edeceğini ortaya çıkardı.

Peki ama neden seçim yapmak zorunda kalmalısınız?

Pandemi, özellikle iş piyasasında olmak üzere pek çok değişikliği tetikledi. Milyonlarca kişi hibrit çalışma ve uzaktan çalışmayı deneyimledikten sonra kariyerlerini yeniden gözden geçirmeye başladı. 

10 kişiden yaklaşık 8'i, haftada bir gün daha az çalışmanın mutluluklarını ve refahlarını artıracağına inanıyor. Siz de bu görüşü paylaşıyorsanız, 4 Day Week Global'in dünya çapında başlattığı denemeler ilginizi çekebilir. Kâr amacı gütmeyen bu kuruluş, tam ücretli 4 günlük bir çalışma haftasının, üretkenliği olumsuz etkilemeden refah anlayışını yeniden tanımlayabileceğini ve iş-özel hayat dengesinde olumlu bir dönüşüm yaratabileceğini göstermeyi amaçladı.

4 Günlük Çalışma Haftası Deneyi

Basit bir fikirden yola çıkıldı: 6 ay boyunca dünya çapında 33 şirket 4 Day Week Global'in 100:80:100™ ilkesini takip edecekti; bu ilke, çalışanların çalıştıkları %80 saat için %100 ücret almasını ve aynı zamanda üretkenlik hedeflerine %100 ulaşmasını öngörüyordu.

4 Günlük Çalışma Haftasının Artıları ve Eksileri

Şimdiye kadar sonuçlar olumlu oldu. Çalışanların %97'si gibi büyük bir oran, 4 günlük çalışma haftasına devam etmek istiyor ve ortalama olarak, 4 günlük çalışma haftası denemesine katılanlar, deneyimlerini 10 üzerinden 9,1 olarak değerlendirdi. Çalışanların ilettiği görüşler:

  • Daha iyi bir iş-özel hayat dengesi
  • Stres, tükenmişlik, yorgunluk ve iş/aile hayatı çatışmasında azalma
  • Daha iyi bir ruhsal ve fiziksel sağlık
  • Genel olarak yaşam tatmininin artması

Dünya çapında elde edilen cesaret verici sonuçların ardından, İspanya gibi ülkelerde 4 günlük çalışma haftası denemeleri devam ediyor. Dört günlük bir çalışma haftasının uygulamaya koyulmasının ardından, Valencia şehrinde, çalışanların daha az yorgun ve daha az stresli, daha mutlu, daha sağlıklı ve kişisel olarak hayatlarından daha fazla tatmin oldukları görüldü.

Çalışanlar için iyi haber ise; denemelerin ardından, dünya çapındaki şirketlerin %96'sından fazlasının4 günlük çalışma haftası uygulamasını muhtemelen kalıcı hale getirecek olması. İşletmelerin deneme süresi boyunca aşağıdakileri başardığı göz önüne alındığında, bu durum aslında şaşırtıcı da değil:

  • Üretkenlik muhafaza edildi veya arttı
  • Gelir %8 arttı
  • Devamsızlıkta düşüş yaşandı
  • İstifalarda ciddi düşüş görüldü

Tespitler genel olarak olumlu olsa da, sürece katılan her şirket bunu bir başarı olarak görmüyor. Birleşik Krallık'ta, Allcap ve Krystal, kısaltılmış bir çalışma haftasının, çalışanları stresli ve bitkin durumda bırakan daha zorlayıcı iş günleri yarattığını tespit etti. Başka bir İngiliz şirketi olan Citizens Advice, planlama konusunda zorluklarla karşılaştı ve operasyonlarının karmaşık niteliğinin, 4 günlük bir çalışma haftasının uzun vadeli uygulanabilirliğine engel teşkil ettiğini bildirdi.

Daha önceleri gerçekleştirilen 4 Günlük Çalışma Haftası Araştırmaları

Yapılan son denemelerden önce bile, Avrupa'daki ülkeler dört günlük bir çalışma haftası potansiyelini araştırıyordu. 2015 yılında, İsveç, daha kısa bir çalışma haftasını test etmiş ve süreçten karma sonuçlar elde etmişti. Çalışanların kendilerini daha az stresli hissetmesine ve daha iyi bir iş-özel hayat dengesinin keyfini çıkarmasına rağmen, işverenler kaybedilen mesai saatlerini telafi etmek için daha fazla işçi işe almak zorunda kalmış ve politikacılar sonuçta bu yöntemin daha büyük ölçekte uygulanmasının çok pahalıya mal olacağına karar vermişti.

Daha önceki benzer programlar, tükenmişlik ve stres seviyelerinin düşüş gösterdiği, işletmeler için çok önemli olan verimliliğin ise aynı seviyede kaldığı ya da arttığı İzlanda'da daha başarılı olmuştu. Elektrik gibi ofis giderlerinin maliyetleri de düşüş göstermişti. Günümüzde, İzlanda'daki işçilerin %86'sı ya daha kısa süreli bir çalışma haftasına tabi ya da en azından bunu seçme hakkına sahip.

4 Günlük Çalışma Haftasının İlerlemeye Katkı Sağlayan Sonuçları

Daha kısa bir çalışma haftası hem çevre hem de toplumsal cinsiyet eşitliği üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir.

4 günlük bir çalışma haftasının çevre üzerindeki pozitif etkilerini destekleyen mevcut veriler sınırlı olsa da, bu etkiler açısından uygulamayı teşvik için yeterli neden bulunuyor. Valensiya'daki son denemeler sırasında, işe gidiş gelişlerdeki azalma ve buna bağlı olarak nitrojen dioksit emisyonlarındaki azalma nedeniyle şehirdeki hava kalitesinde iyileşme kaydedildi. Benzer şekilde, Amerika Birleşik Devletleri'nde daha önce yapılan bir araştırmada, çalışma saatlerinin %10 oranında azaltılmasının, bir çalışanın karbon ayak izinde %8,6'lık azalmaya yol açabileceği tespit edildi.

Kadınlar orantısız bir bakım sorumluluğu yükünün altında; bu da, neden geçen yıl kadınların neredeyse üçte birinin, finansal istikrardan ödün vermek ve kariyerlerini feda etmek uğruna da olsa, çalışma saatlerini azaltmayı veya işten ayrılmayı düşündüğünü açıklayabilir. 

Son denemeler sırasında, dikkat çekici bir sonuç olarak; fazladan bir izin gününün, erkeklere çocuk bakımı için %22, ev işleri için %23 daha fazla zaman ayırma imkânı kazandırdığı, kadınların ise bu sayede söz konusu sorumluluklara ayırdığı zamanın azaldığı tespit edildi. 

Bunun sonuçları ise açık: tam zamanlı ve maaştan kesintiye neden olmayan dört günlük bir çalışma haftasının uygulamaya koyulması, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin giderilmesine ve kadınların hem kariyerlerinde hem de bakım sorumlulukları olan kişi rollerinde güçlenmesine yardımcı olabilir.

Avrupa'nın Fortune 500 şirketlerinin %63'ünden fazlası toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda taahhütlerde bulunurken, bazıları ise gidişatın nihayet tersine döndüğüne inanıyor. Konu hakkında daha fazla bilgiyi, teknoloji alanında çalışan bir kadın olarak zirveye çıkmanın yollarına dair kılavuzumuzda bulabilirsiniz.

4 Günlük Çalışma Haftasını Uygulayan Şirketlerin Geleceği

İspanya bu konuda daha fazla deneme yapmaya devam ederken, ülkedeki işletmeler daha kısa bir çalışma haftası uygulamasının karma sonuçlar yarattığını tespit etti. Büyük başarılara imza atan Telefonica ve Desigual, maaşların da düşürülmesini gerektirmesi nedeniyle isteksizlik uyandıran dört günlük çalışma modellerini uygulamaya koydu. Öte yandan, Simeon Capital ve Good Rebels gibi daha küçük şirketler, maaşları değiştirmeden çalışanlarına bir gün izin hakkı verdikten sonra üretkenlikte yaşanan artışın faydalarını deneyimledi.

Almanya hâlihazırda Avrupa'daki en kısa çalışma haftalarından birine sahip; ancak bu, çalışanların 3 günlük bir hafta sonu arzusunu azaltmamış durumda ve bazı şirketler bunu dikkate alıyor. Çevreci bir arama motoru şirketi olan Ecosia, haftada bir gün fazladan izin verirken çalışanların maaşlarını da buna göre %20 oranında azaltıyor. Ölçüm cihazları tedarikçisi KRÜSS, 36 saatlik bir çalışma haftasını tam maaş karşılığında 4 güne bölüyor. 

Almanya merkezli pazarlama platformu Awin de cazip bir düzenleme sunuyor. Şirket, çalışma saatlerinin kısaltıldığı dört günlük bir çalışma haftası sunarken, Avrupa kıtasındaki 9 lokasyonu kapsayan dünya çapındaki ofislerinde maaşlarda herhangi bir kesinti yapılmıyor. Bu politikayı uygulamaya koyduğundan beri Awin, kârında yıllık ortalama %13'lük bir büyüme elde etti.

Belçika ise, 2022 yılında dört günlük çalışma haftasını yasalaştıran ilk Avrupa ülkesi olarak tarihe geçti. Kanun, çalışanların maaşlarında herhangi bir kesinti olmayacağını garanti etse de, tam zamanlı çalışma saatlerinin dört güne yayılması gerektiğini ima ediyor; bu da çalışanların tükenmişliğine yol açabilecek bir uygulama. Bu husus, dört günlük çalışma haftasıyla ilgili önemli bir endişeyi vurguluyor: yapılan son denemelerdeki tespitlere rağmen, işletmelerin hepsi, üretkenlikte bir düşüş yaşamadan çalışan saatlerini azaltabilecekleri konusunda ikna olmuş değil.

Bunu akılda tutarak, yapay zekânın (AI) çalışma haftası üzerindeki etkisini de değerlendirmek faydalı olabilir. Pek çok kişi yapay zekânın işlerini ellerinden alacak olmasından endişe etse de, yakın zamanda yapılan bir araştırma, yapay zekânın aslında iş gücünün %28'inin çalışma saatlerinin 40'tan 32'ye düşmesini sağlayabileceğini gösteriyor. Yapay zekâ, uygun şekilde kullanıldığında, çalışanların mevcut ücret ve performans seviyelerini korurken daha az çalışmalarına olanak tanıyabilir. Microsoft'un kurucusu Bill Gates bu fikri bir adım daha ileri götürerek yapay zekânın sonunda 3 günlük bir çalışma haftasının önünü açabileceğini ileri sürüyor.

Yapay zekâ alanında çalışmakla mı ilgileniyorsunuz? Kariyerinizin geleceğini nasıl planlayacağınızı ve yapay zekâ alanındaki en iyi iş fırsatlarını nasıl bulacağınızı öğrenin.

Daha İyi Bir İş-Özel Hayat Dengesinin Sırrı

Süreç ilerledikçe, daha fazla ülke ve şirket, hem çalışma saatlerini azaltan hem de tam maaş sağlayan dört günlük bir çalışma haftası uygulamasını denemek için sıraya giriyor. Portekiz, 39 özel sektör kuruluşunu içeren ve devlet tarafından finanse edilen bir pilot uygulamayla bu yöntemi denemeye başlayan son ülke oldu. 

Avrupa genelinde birçok çalışan ve çalışan adayı, dört günlük bir çalışma haftasının standart uygulama haline gelmesi gerektiğinin yeterince kanıtlanmış olduğunu düşünüyor. Dört günlük bir çalışma haftasının sizin için uygun olduğuna inanıyorsanız, bu geçişi yapmak için daha iyi bir zaman olamaz. 

Sizin için sağlıklı bir iş-özel hayat dengesi sunan en iyi işi bulmak için, siz de hemen bizimle bir profil oluşturarak iş bildirimlerine abone olabilirsiniz.

İş mi arıyorsunuz?

En iyi iş tekliflerini internet sitemizde bulabilirsiniz.

Hemen başvurun

Maaş Anketleri

Piyasa trendleri ve sektöre göre maaş hakkında önemli bilgiler

Daha fazlasını keşfet