İş başvurusunda bulunanlar, krizi becerilerini geliştirmek için bir fırsat olarak kullanıyor

Uzaktan Çalışma Becerileri Devrimi

Türkiye'de iş başvurusunda bulunanlar, özellikle de hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olacak beceriler bakımından, “her kriz bir fırsattır” sözünü kariyerlerine uyguluyorlar.

Michael Page tarafından yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre, karantina dönemi birçok insanı becerilerini yeniden değerlendirmeye ve iş aramalarına yardımcı olması için bunları geliştirmeye çalışmaya veya mevcut işleriyle doğrudan ilgili becerilerini geliştirmeye yöneltti.

Peki, işe alım yöneticilerinin ve ekip liderlerinin potansiyel çalışanlarla görüşürken neleri dikkate alması gerekir? Türkiye'den iş başvurusunda bulunanlara (son anketimizde 723 kişi) yeni veya geliştirilmiş becerilerini (çalışıyorsa şirket içi araçları veya Udemy gibi şirket dışı araçları kullanarak) nerede öğrendiklerini sorduk.

Ankete katılanların %88'i, karantina sırasında teknik ve mesleki becerilerini geliştirdiklerini, %45'i bunları geliştirirken şirket araçlarını ve %43'ü ise şirket dışı araçları kullandıklarını söyledi; bu da kendi işverenlerinin yardımıyla veya başka şekilde profillerini yükseltme konusunda bir kararlılık olduğunu gösteriyor.

Ayrıca iş başvurusunda bulunanlara neden bu becerileri öğrendiklerini sorduk. Katılımcıların %43'ü şirket içi araçlar kullansa da bunu yapmaları zorunlu değildi: sadece %5'i kursa katılmalarını şirketlerinin istediğini söyledi. Genel olarak, iş başvurusunda bulunanlar becerilerini yeni görevlere uyum sağlamak (%41), gelecekteki belirli bir role hazırlanmak (%47), kariyer beklentilerine yardımcı olmak (%69) veya yenilik yapma yeteneklerini geliştirmek (56%) için artırmak istiyor.

Bu gelişim nedenlerinin hepsi son derece kişisel olup potansiyel çalışanların işgücü pazarındaki rekabetin farkında olduğunu ve beceri setlerinin, kalabalığın arasından öne çıkmalarına yardımcı olacağını gösteriyor. Anket ayrıca bize katılımcıların %29'unun mevcut şirketlerinde müşteri deneyimini ve memnuniyetini iyileştirmek için yeni beceriler edindiğini ve %20'sinin şirket ürünlerini ve teslimatı iyileştirmeye yardımcı olmak için mevcut becerilerini geliştirdiğini söylüyor.

Görüntülü görüşmeler ve uzaktan iletişim - çok mu az, yoksa çok mu fazla?

Çalışan nüfusunun büyük bir yüzdesi neredeyse yedi aydır hala evden çalışmayı sürdürürken, başvuru sahiplerine işverenlerinin kendileriyle iletişimlerinin düzeyi ve nedenleri hakkında ne düşündüklerini sorduk. Başvuranların çoğu (%66) karantinadan beri olması gereken düzeyde toplantı yaptıklarını söyledi, %34’ü ise aksi görüş belirtti.

Bu, bize çalışanların yalnızca uygun bir düzeyde ve belirli bir amaç için olması şartıyla video görüşmelerine ve ekip iletişimlerine değer verdiğini gösteriyor. Neyse ki ankete katılanlar görüntülü toplantıların/görüşmelerin dengeli olduğunu söylerken, %55'i bunların büyük bölümünün projeleri ve üretimi kontrol etmekle ilgili olduğunu ve yaklaşık %57'si farkın ekipleri ve çalışma arkadaşlarını yönetmekle ilgili olduğunu söyledi.

Anket ayrıca şirketlerin ve bireylerin, çalışma uygulamalarını yeniden düzenlemek (%55) ve önemli bir konu olan kişisel etkileşim eksikliğini (%28) telafi etmek için video görüşmeleri yoluyla evden çalışmayı işleyen bir gerçeklik haline getirmek için büyük çaba gösterdiklerini gösteriyor.

Evden çalışmanın düzenlenmesi - şirketler ne kadar aşama kaydetti?

Çoğu şirket evden çalışmanın bazı fiziksel yönlerini kolaylaştırmaya çalıştı; Türkiye'de şirketlerin %78'inden fazlası çalışanlara görevleri yerine getirebilmeleri için dizüstü bilgisayar, telefon, kulaklık ve diğer donanım gibi cihazlar sağlıyor.

Ancak evden çalışmanın diğer bir diğer ana unsuru olan mobilya ve çalışanların evde rahat bir ortamda çalışma imkanı konusunda tam tersi bir durum söz konusu.

Sadece %3'ünün masa, sandalye, tabure vb. sağladığı Türkiye'deki şirketler bu konuda yetersiz kaldı. Bununla birlikte, bu durum ileriyi düşünen işverenlere, rakiplerden farklılaşmak adına potansiyel yeni çalışanlara ofis mobilyası temin etmeyi teklif ederek İşveren Markası anlamında bir kazanım alanı sunabilir.

Eğlence Zamanları ve Mali Durum - COVID krizi iş başvurusunda bulunanları nasıl etkiledi?

Salgın ilkbaharın başında dünyayı vurdu ve sonrasında karantina çoğu ülkede Haziran ayına kadar, tam da yaz tatili döneminin başlangıcına kadar devam etti. Bu, çalışanlar ve işverenler için ilginç bir soruyu gündeme getirdi; tatile gitmek mi yoksa gitmemek mi?

İş başvurusunda bulunanların ezici bir çoğunluğunun 2020 yazı için seyahat planlarını değiştirmesi (%81) "normal" hayattaki aksamayı ortaya koydu. Katılımcılara nedenini sorduğumuzda, çoğunluk tarafından verilen COVID (%57) nedeniyle veya kendi ülkelerindeki ya da varış noktalarındaki yerel karantina düzenlemelerinin etkisi (%23) nedeniyle seyahat etmedikleri yönündeki yanıtlar, durumla ilgili gerginliği açıklıyor.

Katılımcıların %18'i işverenlerinin aksi yöndeki tavsiyesi üzerine ya da salgının finansal etkisi nedeniyle seyahat planlarını değiştirmiş (%25). Şaşırtıcı bir şekilde, yalnızca %5'i varışta veya dönüşte karantinaya girme olasılığı nedeniyle seyahat planlarını değiştirmiş; bu, insanlar arasına mesafe koyması nedeniyle evden çalışmanın beklenmedik bir faydasına işaret edebilir. Michael Page'in iş başvurusu sahipleri için en az endişe yaratan konu çocuk bakımı olup sadece %3'ü bunun seyahatlerini durdurduğunu söylüyor.

Mali durumla ilgili olarak, yine Türkiye'deki başvuru sahiplerinin çoğunluğu (%68) salgının mali durumlarını şu ya da bu şekilde etkilediğini söylerken çok küçük bir yüzde (%1) şimdi daha fazla kazandıklarını belirtiyor. Etkinin nedenine baktığımızda, mali durumlarının etkilendiğini söyleyenlerin %23’ü bunun maaşın düşürülmesinden kaynaklandığını ve doğrudan esnek çalışma (veya azaltılmış saatler) ile bağlantılı olduğunu belirtiyor. İş başvurusunda bulunan pek çok kişi kriz sırasında daha fazla para biriktirmeye başlamış (%35) ve ayrıca gelecekteki olası sorunların üstesinden gelmek için giderlerini (%23) azaltmış.