Pandeminin hayatımıza kazandırdığı dijital dönüşüm, önceliklerimizin ve odağımızın değişimi; çalışma şeklimizi ve alışkanlıklarımızı da oldukça hızlı ve belki de kalıcı şekilde değiştiriyor. Mevcut göstergeler, gelecek yıllarda iş yaşamımıza dair kilit kavramın “esneklik” olacağını işaret ediyor. Mercer’ın 2021 Küresel Yetenek Eğilimleri Türkiye Araştırma Raporuna göre ülkemizde insan kaynakları liderlerinin %48’i esnekliğin dönüşümün merkezi olduğunu düşünmekte.

Çalışma hayatındaki esneklik aslında oldukça geniş ve kapsayıcı bir tanıma sahip. Esnek mesai saati kavramı, evden veya ofisten çalışabilme opsiyonu, şehir dışından veya ülke dışından çalışabilme opsiyonu gibi uygulamalar ilk akla gelenler arasında yer alıyor. Bütün bunlar çalışma şeklimizdeki temel dönüşümleri yansıtırken, öte yandan çalışanların sahip olduğu yan hak paketlerinde de esneklik uygulamalarını görmek mümkün. Çalışanların tercihlerine göre kişiselleştirilmiş yan haklar, giderek daha fazla şirkette karşımıza çıkmaya başlıyor. Aile kapsamlı özel sağlık sigortası, spor salonu üyeliği, yemek/alışveriş/giyim çekleri, çocuklu çalışanlar için kreş yardımı, internet paketi, hediye kartları, çevrimiçi sosyal platform üyelikleri, ekstra yıllık izin hakkı, bireysel emeklilik sistemi desteği vb uygulamalar esnek yan hak paketleri içinde tercih edilen uygulamalardan bazıları.

Tüm bu dönüşümün altında yatan en önemli faktörlerden biri ise çalışan sağlığı ve mutluluğunun, üretkenliği ve verimliliği pozitif yönde etkileyen unsurların başında geldiğini fark etmiş olmak diyebiliriz. Stanford Üniversitesi’nin Nisan 2021’de yayınladığı, Amerika’da 30.000 çalışan ile yapılan araştırma sonucuna göre pandemi sonrasında çalışan verimliliği ortalama %5 oranında artmış durumda. Araştırma, çalışanlara önemli bir zaman kazancı imkanı veren “evden/uzaktan çalışma” uygulamasına geçen şirketlerin artması durumunda söz konusu oranın da artacağını öngörüyor. Buna bağlı olarak, pandemi sonrası dönemde de evden çalışma uygulamasının en azından haftanın iki veya üç günü için uygulanabilir kalacağı düşünülüyor.

Şirketlerin yukarıda belirtilen tüm bu konularda “esneklik” uygulamalarına karşı yaklaşımı, çalışanların iş değişikliği kararlarını da giderek daha fazla etkiler noktaya gelmiş durumda. İşe alım süreçlerinde halen ana parametre ücret konusu olmakla birlikte; şirketlerin çalışan refahına (well-being) verdikleri önem ve buna paralel olarak sundukları çalışma şekli ile yan haklar toplam bir paket halinde değerlendirmeye alınmakta. Çalışan bağlılığı konusunda yapılan bağımsız anket sonuçları, her yıl yayınlanan “En İyi İşverenler” listeleri ve şirketlerin ilgili sektörde oluşturduğu repütasyon da adayların nihai kararını önemli ölçüde etkileyebilmekte.

Bütün bu dönüşüm süreci içerisinde İnsan Kaynakları fonksiyonunun rolü elbette oldukça kritik bir noktada. Geleneksel insan kaynakları uygulamalarının yerini alan yeni politikaları belirlemek konusunda şirketlerin hangi ölçüde çevik davrandığı, çalışan refahına dair önceliklendirme stratejileri şirketlerin uzun vadedeki başarısını her zamankinden çok daha fazla etkileyecek gibi görünüyor.

Yazar: Cansu Aksu

Bu makale Harvard Business Review Türkiye Blog’da yayınlandı.

Diğer makalelerimizi hbrturkiye.com/blog bölümünden takip edebilirsiniz.

Join over 80,000 readers!
Receive free advice to help give you a competitive edge in your career.